Bitkilerin Yapısı - TYT AYT 2023 (YKS 2023) Uzaktan Eğitim

Sınavlara CANLIDERSHANE.NET Uzaktan Eğitim ile hazırlanın kazanın

BİTKİLERİN YAPISI
KÖK

  • Genelde karasal bitkilerde bulunur.
  • Bitkileri toprağa bağlar, topraktan su ve mineral alma, alınan su ve mineralleri gövdeye taşıma, besin depolama, hormon üretme ve büyümeyi sağlama kökün görevlerindendir.
  • Bir bitki tohumunun çimlenme sürecinde embriyonik kökten gelişen ilk köke ana kök (birincil = primer kök, embriyonik kök) adı verilir.
  • Ana kökün topraktan faydalanma yüzeyini artırmak için dallanmasıyla yan kökler (ikincil = sekonder kök) oluşur.
  • İki çeşit kök vardır.           

Saçak kök: Dallanma sonucu tek bir kökün baskınlığı olmadan toprak yüzeyinin altında yayılan çok ince ve uzun köklerden oluşmuş kök sistemidir. Ana kök iyi gelişmemiştir. Otsu bitkilerde görülür. Erezyonun önlemede kullanılır.  Tek çenekli bitkilerin kökleri saçak köktür. Soğan, buğday, çilek, arpa gibi bitkilerin kökleri saçak köktür.
Kazık kök:  Ana kök iyi gelişmiş, kalınlaşmış ve toprağın içine doğru uzamıştır. Yan kökler ise ana köke bağlıdır ve az gelişmiştir. Çift çenekli bitkilerde görülür. Fasülye, havuç, bakla, bamya ve odunsu bitki kökleri örnektir.

  • Kök dört bölümde incelenir.

Kaliptra (Yüksük): Kökün uç kısmında bulunur. Kökün zarar görmesini engeller. Hücre çeperleri arasında müsilaj maddesi vardır. Kaliptrayı apikal meristem hücreleri üretir. 
Hücre Bölünme Bölgesi: Uç meristem hücrelerinden oluşur. Sürekli bölünerek kökün uzamasını sağlar. Bu hücreler dışa doğru kaliptrayı, içe doğru primer meristem hücrelerini oluşturur. Bu bölgenin uç kısmına büyüme konisi denir.
Uzama bölgesi: Uç meristem hücrelerinin oluşturduğu yeni hücreler dikey yönde büyüyerek kökün uzamasını sağlar. Ayrıca bazı hücreler farklılaşarak köke ait diğer dokular oluşturur.
Farklılaşma (Olgunlaşma) Bölgesi: Uzama bölgesinin üzerinde bulunur. Uzama bölgesi hücrelerinin farklılaşması ile oluşur. Bitkinin gerçek kök dokuları bulunur. Buradaki epidermis hücrelerinin farklılaşması ile fazla sayıda emici tüyler oluşur. Emici tüyler ile topraktan su ve mineral emilimi sağlanır.

  • Kökün enine kesitini oluşturan yapılar (dıştan içe); epidermis, korteks, endodermis ve merkezi silindirdir.

Epidermis: En dışta bulunan yapıdır. Kütikula tabakası bulunmaz.
Korteks: Epidermis ile merkezi silindir arasında kalan kök bölgesidir. Hücreler arası boşlukludur.  Klorofilsiz, ince çeperli korteks parankiması hücrelerinden oluşur. Genelde nişasta depo eder.
Endodermis: Korteksin en iç kısmında bulunur. Korteks ile merkezi silindiri birbirinden ayırır. Tek sıralıdır. Emici tüylerin aldığı su ve mineralleri ksileme aktarır. Endodermisin altında merkezi silindirin hemen üstünde periskl bulunur. Periskldaki parankima hücreleri meristem hücrelerine dönüşerek lateral meristemi ve yan kökleri oluşturur.
Merkezi silindir: Kökün en iç kısmıdır. İletim demetleri burada bulunur. Kambiyum hücreleri bölünerek merkeze doğru (içte) ksilemi, dışa doğru floemi oluşturur. Her büyüme döneminde yeni ksilem ve floem oluşturulur. Bu şekilde kökün enine büyümesi ve kalınlaşması sağlanır. Tek çenekli bitki köklerinde kambiyum bulunmaz. İletim demetleri düzensiz dağılım gösterir. Buna kapalı iletim demeti denir. Çift çenekli bitki kökünde ise kambiyum vardır. İletim demetleri düzenli dağılım gösterir. Bu da açık iletim demetidir. Monokotil bitkilerde merkezi silindirin ortasında öz bölgesi vardır. Öz bölgesi, parankima hücrelerinden oluşmuştur.

 

GÖVDE

  • Üzerinde tomurcukları, yaprakları, üreme organlarını, çiçekleri ve meyveleri taşıyan yapıdır. Genelde toprak üstünde olmakla birlikte toprak altı gövdeleri de vardır.
  • Topraktan kök aracılıpıyla alınan su ve mineral maddeleri organlara, üretilen organik maddeleri ise köklere taşınmasını sağlar.
  • Bitkiye diklik ve esneklik kazandırır.
  • Bitkiye boy, yüzey alanı ve kütle artışı kazandırır.
  • Vejetatif üremeyi sağlar.
  • Bazı çeşitleri besin depo eder.
  • Bazı çeşitleri ise fotosentez yapabilir.
  • Gelişmiş bitkilerde yapıya göre gövde iki çeşittir:

Otsu gövde: Genelde tek yıllık bitkilerde bulunur. Gövdenin dışı epidermis ile kaplı olduğundan iç taraftaki klorofil taşıyan hücreler sayesinde yeşil görünür. Floem ve ksilemden oluşan iletim demetleri parankima dokusu içinde düzensiz dağılmıştır. Odun ve kabuk içermeyen narin, yeşil gövdelerdir. Kambiyum bulunmadığı için enine büyüme görülmez. Monokotil ve bazı dikotillerde bulunur.
Odunsu gövde: Genelde çok yıllık bitkilerde bulunur. Ağaç ya da çalı formundaki bitkiler odunsu gövdeye sahiptir. Gövdenin dışı peridermis ile kaplı olduğu için kahverengi görünür ve iç taraftaki hücreler klorofil taşımaz. İletim demetleri (ksilem ve floem) çoğunlukla halka şeklindedir. Kambiyum bulunur. Dikotiller ve açık tohumlu bitkilerde bulunur.

  • Tek çenekli bitki gövdelerinin çift çeneklilerden farkı; korteks tabakası, kambiyum ve öz bölgesi bulundurmama, dağınık iletim (kapalı iletim demeti) demetleridir.
  • Görevlerine göre gövdeler;

Stolon (sürünücü gövde): Toprak üstü yatay ince gövdedir.
Rizom: Toprak altı yatay gövdelerdir. Stolona göre daha kalındır.
Yumru gövde: Rizomların şişkinleşmesi ile oluşmuş toprak altı depo gövdeleridir.
Yassı gövde: Şişkinleşmiş yapraklardan oluşmuş toprak altı depo gövdeleridir.
Sarılıcı gövde: Özel uzantıları ile bitkinin başka bir yere tutunarak büyümesini sağlayan gövdelerdir.

  • Gövdenin boyuna (primer) büyümesi tepe tomurcuğu ile olur. Tepe tomurcuğu, uç meristem hücrelerinden oluşur. Tepe tomurcuğu yapraklar tarafından korunur. Açık ve kapalı tohumlu bitkilerin tümünde görülür. Bitkilerde büyüme sınırsızdır.
  • Gövde üzerinde yan dalların oluşumunu sağlayan yanal tomurcuktur. Yanal tomurcukların çıkış yapacağı her noktaya nodyum, iki nodyum arasına ise internodyum denir.
  • Hormonların etkisi ile tepe ya da yanal tomurcuklar aktifleşerek uzama sağlanır. Tepe tomucuğu aktif haldeyken yanal tomurcuklar uzama yapmaz. Buna apikal dormansi denir.
  • Tohumlu bitkilerin gövdesi tohumsuz bitkilere oranla daha gelişmiştir.
  • Bitkinin enine (sekonder) büyümesini kambiyum (yanal meristem) sağlar. Açık tohumlu (kozalaklı) bitkilerle odunsu çift çenekli ve bazı otsu çift çenekli bitkilerde görülür. Bu büyümede damar kambiyumu (kök ve gövdenin enine kalınlaşması ve iletim doku elemanlarının oluşmasında görevlidir ) ve mantar kambiyumu (sekonder floemin dış kısmında bulunur ve mantar hücrelerini üretir) olmak üzere iki çeşit yanal meristem görev yapar.
  • Floem ile ksilem arasında kalan bazı parankima hücreleri hormonların etkisi ile bölünme özelliği kazanarak demet (vasküler) kambiyumunu oluştururlar. Demet kambiyumunun bölünmesi ile içe doğru sekonder ksilem, dışa doğru sekonder floem meydana gelir. Oluşan enine büyüme gerilimine dayanamayan korteks ve epidermis parçalanır. Böylece mantar kambiyumu meydana gelir. Mantar kambiyumunun bölünmesi ile oluşan mantar doku hücreleri süberin adı verilen mumsu bir madde üreterek sertleşir ve ölür. Bu ölü hücreler ise mantar dokunun oluşmasını sağlar. Ağacın dış kısmında yer alan mantar doku, bitkiyi mekanik etkilerden ve hastalık yapıcılardan korur. Mantar tabakası ve mantar kambiyumu, birlikte peridermi oluşturur. Periderm ile sekonder floem ise kabuğu oluşturur.
  • Ağaçların genel olarak büyümeye başladığı süreden büyümelerinin durduğu süreye kadar olan süreye büyüme mevsimi denir. Tropik bölge ağaçlarında böyle mevsimsel bir büyüme gözlenmediğinden yaş halkaları da oluşmaz.
  • Ilıman bölgelerde yaşayan ağaçların gövdesinden enine kesit alınırsa iç içe birçok halka görülür. Bu halkaların her biri bir yıl içinde meydana gelen ksilem dokudur ve bunlara büyüme (yaş) halkaları denir. Aynı yıl oluşan açık ve koyu halka ağacın bir yaşını gösterir. Gövdenin merkezinden kabuğa doğru halkalar yaşlanır. Büyüme mevsiminin erken döneminde oluşan ilkbahar odununun hücreleri büyük ve hücre duvarları incedir bu yüzden açık renk halkalar oluşurken; yaz süresince kullanılabilir su azaldır, bitki gelişimi yavaşlar ve kalın çeperli, ince hücrelerden oluşan dar ve koyu renkli halkalar oluşur.

 

YAPRAK

  • Fotosentez ve boşaltım yapmak için özelleşip yassılaşan bitki organlarıdır.
  • Terleme ve damlama yoluyla fazla su ve minerallerin atılmasını sağlar. (Boşaltım)
  • Yaprak dökümü ile zararlı maddelerin bitkiden atar. (Boşaltım)
  • Gövde büyüme noktaları yaprakları oluşturur.
  • Stomalardan gaz değişimini sağlar.
  • Bitki türüne göre görevleri değişkenlik gösterir. Böcekleri çekme, besin ve su depo etme, bitkiyi hayvanlardan koruma (ısırgan otu gibi), böcekleri yakalama (böcekçil bitkiler gibi) gibi.
  • Yapraklar iki kısımdan oluşur.

Yaprak ayası: Yaprağın yassılaşmış, genişlemiş, ince ve yeşil kısmıdır. Fotosentez ve gaz alışverişinin en çok yapıldığı yerdir. Şekil ve büyüklüğü bitkiden bitkiye değişkenlik gösterir. Bir yaprak bir tane yaprak ayasından oluşmuşsa basit yaprak; birden fazla aya varsa bileşik yaprak denir.  İçinden iletim demetleri (ksilem,floem) geçer. Bu iletim demetlerinin şekline damarlanma denir. Monokotil bitkilerde paralel damarlanma, dikotil bitkilerde ise ağsı damarlanma görülür.
!!! Paralel damarlanmada; orta bölgede belirgin bir ana damar ve ana damara paralel olarak uzanan yan damarlar vardır. Buğday, süsen, mısır gibi tek çeneklilerde görülür.
!!! Ağsı damarlanmada; ana damar belirgin ve kalındır. Ana damardan ince kollar halinde yan damarlar çıkar ve bu kollar da daha da ince kollara ayrılır. Fasulye, asma, çınar, gül, at kestanesi gibi çift çeneklilerde görülür.
!!! Çölde yaşayan bitkilerde su kaybını önlemek gibi etmenlerden dolayı yapraklar küçülmüş veya dikene dönüşmüştür. Böyle durumlarda yaprağın görevlerini özümleme parankiması içeren gövde üstlenmiştir.
Yaprak sapı: Yapısı gövdeninkine benzer. Yaprak ayasını gövdeye bağlar ve yaprak ayasının ışıktan en iyi şekilde yararlanmasını sağlar. Monokotil bitkilerde (palmiye gibi bitkiler hariç) ve bazı dikotillerde  yaprak sapı bulunmaz. Yaprak sapının gövdeye bağlandığı yere yaprak kını denir.

  • Eğer yaprak, tek bir yaprak ayasından oluşuyorsa basit yaprak, çok sayıda küçük yaprakçıktan oluşuyorsa bileşik yaprak denir.
  • Yaprağın enine kesiti; epidermis, mezofil tabakası ve iletim dokusundan oluşur.

Üst ve alt Epidermis: Tek sıra hücreden oluşur. Koruyucu bir dokudur. Kloroplast bulunmaz dolayısıyla fotosentez yapmazlar. Epidermis hücrelerinin farklılaşması ile oluşan stomalar; terleme ve gaz alışverişi yapar ve kloroplastları vardır dolayısıyla fotosentez yaparlar. Epidermis hücreleri dış tarafta kutikula tabakasını oluşturur.
Mezofil tabakası: iki epidermis arasında kalan özümleme parankimalarının bulunduğu yerdir. Üst kısımda düzenli sıralanmış daha koyu yeşil renkli palizat parankiması hücreleri; alt kısımda ise düzensiz ve boşluklu sıralanmış sünger parankiması hücreleri yer alır. Yapraklarda en fazla kloroplast palizat parankimalarında bulunur.
İletim demetleri: Mezofil tabakası içinden iletim demetleri geçer. İletim demetlerinin palizata yakın olanı ksilem, uzak olanı floemdir. İletim demetlerinde fotosentez olmaz.

  • Kurak bölge bitkilerinde; kutikula tabakası kalındır, yaprak ayası küçüktür (Kaktüs gibi bitkilerde diken şeklini almıştır), güneşten koruyan tüyler bulunur, hücreler arası boşluklar azdır, mezofil tabakası kalındır, stomalar küçük, az ve epidermis derinliklerine gömülüdür, damarlar belirgindir, palizat parankimaı sünger parankimasından gelişmiştir (bazılarında ise mezofil tabakası sadece palizat parankimasından oluşur).