Dolaşım Sistemi 2 * - TYT AYT 2023 (YKS 2023) Uzaktan Eğitim

Sınavlara CANLIDERSHANE.NET Uzaktan Eğitim ile hazırlanın kazanın

3.Kanın Yapısı ve Görevleri:

  •      Kan hücreleri ve plazmadan oluşur.
  •      Alyuvar, akyuvar ve kan pulcukları olmak üzere üç çeşit kan hücresi vardır.
  •      Plazmada su, kan proteinleri, monomerler, vitaminler, mineraller, hormonlar, enzimler, antikorlar, heparin bulunur.
  •      Heparin kanın damar içinde pıhtılaşmasını engeller.
  •      Albümin, globülin ve fibrinojenler karaciğerde üretilip plazmaya verilir.
  •      Fibrinojenden arındırılmış plazma serum olarak adlandırılır.

a.Alyuvarlar (Eritrositler):

  •      Kanda en çok bulunan kan hücresidir.
  •      Yapılarında solunum gazlarının taşınmasını sağlayan hemoglobin bulunur.
  •      Embriyonik dönemde karaciğerde hamileliğin 5. ayından itibaren kemik iliğinde üretilir.
  •      İlk oluştuklarında çekirdekleri vardır fakat memelilerde olgun alyuvarlar çekirdek ve organellerini kaybederler.
  •      Ömürleri 120 gündür. Karaciğer ve dalakta parçalanırlar.
  •      Taşıdıkları oksijeni kullanmazlar, laktik asit fermantasyonu yaparlar.
  •      Alyuvar zarında bulunan antijenler sayesinde kan grubu belirlenir.

b.Akyuvarlar (Lökositler):

  •      Çekirdek ve organelleri vardır.
  •      Ömürleri birkaç gündür.
  •      Bağışıklık sisteminin önemli hücreleridir.
  •      Bazı akyuvarlar üretildikten sonra dalak, timüs bezi, lenf düğümleri gibi lenfatik organlarda aktifleşir.
  •      Yalancı ayaklarla aktif hareket edebilirler.
  •      Vücuda giren mikroorganizmaları fagositozla yutup yok ederler.
  •      Enfeksiyon olduğunda akyuvar sayısı artar.
  •      Bir kısmı özgül bağışıklığın sağlanmasında görevli olan T ve B lenfositlerini oluşturur.

c.Kan Pulcukları (Trombositler):

  •      Renksiz ve çekirdek içermeyen hücre parçacıklarıdırlar.
  •      Kanın pıhtılaşmasında görevlidirler.
  •      Damar dışına çıkmazlar.

Kanın pıhtılaşması:

Kan grupları:

LENF DOLAŞIMI

  •      Kılcal damarlar ve dokular arasındaki madde geçişi sırasında doku sıvısına geçen bazı küçük proteinler, akyuvarla ve bazı maddeler lenf sistemi sayesinde tekrar kana verilir.
  •      Lenfositlerin oluşumunu ve olgunlaşmasını sağlar.
  •      İnce bağırsaklardan emilen yağ asiti, gliserol ve yağda çözünen vitaminlerin kan dolaşımına katılmasını sağlar.
  •      Lenf sistemi; lenf sıvısı, lenf düğümleri ve lenf damarlarından oluşur.

Lenf Sıvısı:

  •      Renksizdir, alyuvar ve fibrinojen yoktur,
  •      Akyuvar, küçük protein, amino asit, glikoz, su, tuz vardır.
  •      Lenf sıvısının kan dolaşımına katılma yolları:

Lenf Damarları:

  •      Lenf kılcalları ve lenf toplardamarları vardır.
  •      Lenf kılcallarının bir ucu hep kapalıdır. Tek katlı epitelden oluşur ve geçirgenliği fazladır.
  •      Dokulara ağ gibi yayılmıştır.
  •      Lenf kılcalları birleşerek lenf toplardamarlarına bağlanır.
  •      Lenf toplardamarında tek yöne açılan kapakçıklar bulunur.

Lenf Düğümleri:

  •      Lenf toplar damarlarının birleştikleri yerlerdir.
  •      Karın, boyun, kasık, koltuk altı, göğüs gibi bölgelerde bulunur.
  •      Bağışıklık sisteminde görevli olan lenfositler bulunur.
  •      Bazı enfeksiyonlarda lenf düğümlerinde bulunan lenfositlerin sayısı aşırı artar ve lenf düğümünün şişmesine neden olur.
  •      Lenf damarlarının tıkanması veya kapakçık yapısının bozulması ödeme sebep olur.

Bağışıklık Çeşitleri ve Vücudun Doğal Savunma Mekanizması

  •      Vücuda giren patojen özellikteki mikroorganizmalara, yabancı maddeler karşı vücudun oluşturduğu kendini koruma ve savunma yeteneğine bağışıklık denir.
  •      Bağışıklığı sağlayan hücreler akyuvarlar, plazma hücreleri ve makrofajlardır.
  •      Bağışıklık hücreleri; timüs bezi, dalak, karaciğer, kemik iliği ve lenf düğümlerinde üretilir.
  •      Bağışıklık sistemi sayesinde vücuda giren yabancı madde ve organizmaya karşı özgül savunma proteinleri olan antikorlar üretilir.
  •      Antikor üretimini sebep olan yabancı maddeler antijen olarak tanımlanır.
  •      Antijen antikor tepkisi canlıların akrabalık derecelerinin belirlenmesinde kullanılır.

Bağışıklık Çeşitleri:

1.Özgül Olmayan Bağışıklık:

  •      Canlının doğal yapısı ile mikroorganizmaların vücuda girip üremesini engeller.
  •      Savunmanın birinci ve ikinci hattını oluşturur.

Savunmanın Birinci Hattı:

  •      Hastalık etkeninin vücuda girişine engel olur.
  •      Deriden salgılanan ter ve yağ pH’ı düşürür ve mikroorganizmaların yerleşip üremesini engeller.
  •      Solunum yollarında, nefesle alınan mikroorganizmalar burundaki kıllar ve soluk borusundaki silli hücrelerin oluşturduğu mukusla tutulur
  •      Gözyaşı ve tükürük içeriğinde bulunan lizozim enzimi mikroorganizmaları yok eder.
  •      Mide asiti (HCl)ve enzimler, mikroorganizmaları yok eder.

Savunmanın İkinci Hattı:

  •      Savunmanın birinci hattını geçebile mikroorganizmalar ikin savunma hattı ile karşılaşır.
  •      Vücut sıcaklığının yükselmesi mikroorganizmaların üremesini olumsuz etkiler.
  •      Fagosiztoz, vücuda giren mikroorganizmalar akyuvarlar tarafından fagosiztozla yutulur ve parçalanır.
  •      Doğal katil hücrelerin fagositoz yeteneği yoktur, salgıladıkları perforin proteini ile virüs bulaşmış hücreleri, kanserleşmiş hücreleri yok eder.
  •      İltihaplanma (yangısal tepki), mikroorganizmaların enfekte ettiği dokularda kızarıklık, ağrı, şişkinlik şeklinde görülür. Yaralanan doku hücreleri histamin salgılar ve kılcal damar geçirgenliği artar. Kan akışı hızlanır, doku sıvısına madde geçişi hızlanır, kızarıklık ve ödem oluşur. Yaralanan dokuya akyuvarlar geçer ve mikroorganizmaları fagositozla yok eder.

     İnterferonlar, bazı akyuvar ve virüsle enfekte olmuş hücreler tarafından üretilen antimikrobiyal proteinlerdir. Sağlıklı hücreleri uyararak virüslerin üremesini engelleyen enzimlerin üretilmesini sağlar.

2.Özgül Bağışıklık:

  •      Mikroorganizmalar birinci ve ikinci savunma hattını aştı ise üçüncü savunma hattında lenfositlerle karşılaşırlar. Bunlar T ve B lenfositlerdir.
  •      T lenfositleri hücresel bağışıklıkta, B lenfositleri ise humoral bağışıklıkta etkilidir.

Hücresel Bağışıklık:

  •      T lenfositleriyle gerçekleşir.
  •      Antijenler T lenfositlerini uyararak aktifleştirir ve sayısını arttırır.
  •      Oluşan T lenfositlerin bir kısmı doğrudan antijenle birleşir, bir kısmı da bellek hücrelerine dönüşür.
  •      Hücresel bağışıklık; kanserli hücreler, parazitler, mantarlar, nakledilen doku, bakteri ve virüsle enfekte olmuş hücreler üzerinde etkilidir.

Humoral Bağışıklık:

  •      B lenfositleri ile gerçekleşir.
  •      Antijenler B lenfositlerini uyararak aktifleştirir, hızla bölünmesini sağlar ve B lenfositler plazma hücrelerine dönüşür.
  •      Plazma hücreleri özgül savunma proteinleri olan antikorları üretir.
  •      Antikorlar kan ve lenf yoluyla enfeksiyonlu bölgeye taşınır, antijenleri etkisiz hale getirir.
  •      Bazı B lenfositler bellek hücrelerine dönüşür. Antijen tekrar vücuda girdiğinde hızla çoğalıp antijeni yok ederler.

Bağışıklığın Kazanılması:

1.Doğal Bağışıklık:

  •      Savunmanın birinci ve ikinci hattında bulunan yapılarla sağlanır.
  •      Vücudumuzun bazı hastalık etkenlerine karşı doğuştan dirençlidir.
  •      Doğal bağışıklık genlerle nesilden nesle aktarılır.
  •      Örneğin siyahiler sarı humma hastalığına yakalanmaz.

2.Kazanılmış Bağışıklık:

  •      Hastalık etkeninin vücuda girip bağışıklık sistemini uyarması ve antikor üretilmesini sağlayarak savunma oluşturmasıdır.
  •      Aktif ve pasif olmak üzere iki çeşittir.

Aktif Bağışıklık:

  •      Hastalığın geçirilmesi ya da aşılama ile kazanılır.
  •      Hasta olunduğunda bağışıklık sistemi antijeni tanır ve antikor üretir. Hastalık etkeni ile tekrar karşılaşıldığında hızlıca antikor oluşturulur ve antijenler etkisiz hale getirilir.
  •      Aşı içerisinde hastalık etkeni yok edilmiş mikroorganizma, hastalık etkeni azaltılmış mikroorganizma ya da toksin bulunan sıvıdır.
  •      Aşı ile bellek hücrelerine antijen tanıtılır ve antijene özgü antikor üretilmesi sağlanır. Bu birincil bağışıklık olarak tanımlanır.
  •      Aşılanan kişi antijenle tekrar karşılaşırsa bellek hücreleri antikoru hızlı bir şekilde üretir. Bu da ikincil bağışıklık olarak tanımlanır.

Pasif Bağışıklık:

  •      Antikor içeren kan serumunun vücuda verilmesi ile oluşur.
  •      İçinde fibrinojen proteini bulunmaz.
  •      Genellikle at, sığır gibi hayvanlardan elde edilir.
  •      Bağışıklık sistemi uyarılmadığı için etkisi kısa sürer.